DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN
1 Aralık Dünya AIDS Günü – HIV ile Yaşayan Bireylerde Kanser Riski Unutulmamalı Türk Kanser Derneği, 1 Aralık Dünya AIDS Günü kapsamında yaptığı açıklamada, HIV ile yaşayan bireylerde kanserle karşılaşma riskinin toplum geneline göre daha yüksek olduğuna dikkat çekti. Tedavi alınmadığında bağışıklık sisteminin zayıflaması, bazı virüslerin etkisi ve yaşam tarzı faktörleri nedeniyle HIV ile yaşayanlarda belirli kanser türlerinin görülme olasılığının arttığı vurgulandı. Türk Kanser Derneği Sağlık ve Eğitim Direktörü Ezgi Polat, HIV ve kanser ilişkisine dair yaptığı açıklamada şu bilgileri paylaştı: “Etkili tedavi yöntemleri sayesinde HIV artık yönetilebilir kronik bir durum haline geldi. Ancak tedavi alınmadığında bağışıklık sistemi üzerindeki baskı, bazı kanser türlerinin görülme riskini arttırabiliyor. Özellikle Kaposi sarkomu, lenfoma ve rahim ağzı kanseri gibi ‘HIV ile ilişkili kanserler’ bu grupta daha sık ortaya çıkabiliyor. Ayrıca akciğer, karaciğer ve anal bölge kanserleri gibi HIV ile dolaylı ilişkili türlerde de artış gözlemlenebiliyor.” Bağışıklık Sistemi Zayıfladıkça Risk Artıyor Polat, riskin nedenine dair şu değerlendirmelerde bulundu: “HIV, tedavi alınmadığında vücudun enfeksiyonlara ve tümör hücrelerine karşı koruma sağlayan bağışıklık hücrelerini etkiler. Bu durum, bazı virüslerin — örneğin HPV, EBV ve Hepatit virüslerinin — vücutta daha kolay çoğalmasına ve kansere zemin hazırlamasına neden olabilir. Ayrıca sigara kullanımı, yetersiz beslenme ve stres gibi yaşam tarzı faktörleri de riski artıran unsurlardır.” Erken Tanı ve Düzenli Takip Hayat Kurtarır Polat, HIV pozitiflerin de herkes gibi düzenli kanser taramaları yaptırmasının hayati önem taşıdığını vurguladı: “Erken tanı, kanser tedavisinde en güçlü yöntemdir. HIV ile yaşayan bireyler yaş, cinsiyet ve risk faktörlerine uygun olarak düzenli taramalarını yaptırmalıdır. Rahim ağzı kanseri için Pap smear testi, karaciğer, akciğer ve cilt kanseri kontrolleri düzenli olarak yapılmalıdır.” Pozitif-iz Derneği’nden Destek ve Dayanışma Mesajı HIV ile yaşayan bireylere psiko-sosyal destek sağlayan Pozitif-iz Derneği, HIV ile yaşayan kişilerin ve yakınlarının hem fiziksel hem de ruhsal olarak güçlenmesini hedefliyor. Dernek, aynı zamanda toplumda HIV ve AIDS’e yönelik önyargıların azalmasına katkı sunuyor. Pozitif-iz Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Önder Bora, HIV ve kanser ilişkisine dair yaptığı açıklamada şunları söyledi: “HIV ile yaşayan bireyler, tedaviye düzenli şekilde devam ettiklerinde uzun, sağlıklı ve üretken bir yaşam sürebilirler. Ancak hâlâ toplumda süregelen yanlış algılar, kişilerin sağlık hizmetlerine başvurma ve tarama yaptırma cesaretini ortadan kaldırıyor. Biz Pozitif-iz Derneği olarak bu önyargıları azaltmak, kişilerin yaşam kalitelerini artırmak ve ihtiyaç duydukları her alanda destek olmak için çalışıyoruz.” Bora sözlerini şöyle sürdürdü: “Kanser riski konusunda farkındalık yaratmak, HIV ile yaşayan bireylerin yaşam kalitesini yükseltmenin bir parçasıdır. Korku ve damgalanma yerine bilgi, dayanışma ve düzenli sağlık takibi ön planda olmalıdır. Herkes bilmelidir ki HIV ile yaşamak, sağlıklı bir geleceğe sahip olmaya engel değildir.” Korunma ve Yaşam Tarzı Önerileri Ezgi Polat, HIV ile yaşayan bireylerin kanserle karşılaşma riskini azaltmak için şu önerilerde bulundu: • Antiretroviral tedaviyi (ART) düzenli kullanmak • Sigara ve alkol tüketiminden kaçınmak • Dengeli beslenmek ve düzenli egzersiz yapmak • HPV ve Hepatit B aşılarını yaptırmak • Düzenli doktor kontrollerini ve kanser taramalarını aksatmamak Türk Kanser Derneği, HIV ile yaşayan bireylere yönelik farkındalık çalışmalarının artmasının hem kanserden korunmada hem de erken tanıda kritik rol oynadığını vurguluyor.
reklam

Mersin’de 50 bin işsiz var!

Yayınlanma Tarihi : Google News

Göreve seçilmelerinin üzerinden bir yıl geçmesi sonrasında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO)Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, Yönetim Kurulu Üyeleriyle birlikte basın toplantısı düzenleyerek bugüne kadar yürütülen projeler ve hedeflerini anlattı. Düzenlenen toplantıya Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Rüstem Kaya Tepe ile TRT Çukurova Bölge Müdürü Fatih Doğru da katıldı. Yıl içinde vefat eden gazeteciler Suphi Arıkan ve Salih Kale’yi rahmetle anarak sözlerine başlayan Çakır, ardından tarımdan teknolojiye, eğitimden ekonomiye, sanattan çevre sorunlarına kadar her aşamada yürütülen projeleri özetledi. 41 farklı komiteden 271 Komite Üyesi, 115 Meclis Üyesi, 11 Yönetim Kurulu Üyesi ve çalışan profesyonellerle bir ekip olduklarını vurgulayan Çakır, tüm projelerin ekip çalışmasıyla ortaya çıkıp başarıya ulaştırıldığını söyledi.

“STRATEJİK HEDEFLERİMİZİ BELİRLEDİK”

Göreve geldiklerinde ilk yapmaları gerekenin beraberliği sağlamak olduğunu gözlemleyerek kurumlar arası beraberliğin oluşmasına öncelik verdiklerini belirten Başkan Çakır, “Eğer huzurlu bir aile olursanız iş çıkar. Huzur ortamı olunca, ticaret ve ekonomi güçlenir düşüncesiyle yola çıktık” ifadelerini kullandı. Ardından beraber hareket edilerek ulaşılabilecek hedefleri belirlediklerini kaydeden Çakır, bu stratejik hedefleri şöyle sıraladı:  “Yeni nesil meslek liseleriyle ilgili ciddi sıkıntılar vardı. İhtiyaç duyulan tekniker ve teknisyenler öncelikli konularımızdan oldu. Zor ekonomik koşullar bir diğer sorun olarak duruyordu. KOBİ’lerimizi şirketlerimizi bu zorlu koşullara dirençli hale getirmek hedefiyle kümelenmeye yönelik neler yapabileceğimizi çalıştık. Dünya trendlerini takip ederek yeşil dönüşüm ve dijitalleşmeyi hedefler arasına koyduk. Verimliliği artırmak ajandamızda yer aldı. Şirketlerin sonraki nesillere aktarılmasıyla ilgili çalışma kararı aldık. İhracata ihtiyacımız olduğunu saptayarak firmaların daha çok ihracat yapması, yapmayanların yönlendirilmesi için çalışmaları hedef aldık.”

“ADANA VE MERSİN ÇOK ÖNEMLİ LOBİ ÇALIŞMALARI YÜRÜTTÜK”

Göreve geldiklerinde ilk olarak limonla ilgili ciddi sıkıntılar yaşandığını hatırlatan Başkan Çakır, bu sorunun çözümü için Adana ile birlikte hareket edip Ankara’da ciddi lobi çalışmaları yürüttüklerini aktardı. Mersin ve Adana’daki tüm paydaşların birkaç kez bir araya gelerek Ankara’da iktidar muhalefet ayırımı yapmadan ilgili herkesle görüşüp sorunu ve taleplerini anlattıklarını ifade eden Çakır, gerek Türkiye ve dünyadaki ekonomik sıkıntılar gerek deprem nedeniyle daralan ekonomiye rağmen yürüttükleri lobi çalışmalarının olumlu sonuç verdiğini söyledi.  Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi ile işbirliği içinde SAHA İstanbul ve İDEF fuarlarına katıldıklarını anlatan Çakır, savunma sanayine çalışmayan firmalar dahil fuara götürüp sektörle tanışmalarını sağladıklarını söyledi. Bu çalışmalar sonunda Mersin’de savunma sanayine hizmet veren, üretim yapan ya da potansiyeli olan firmalara yönelik mevcut durum analizi yaptıklarını kaydeden Çakır, bu alandaki projelere devam edeceklerini söyledi.

“YURTDIŞINDAN MERSİN’E YOĞUN TALEP VAR”

Yine göreve gelmeleriyle birlikte yurt genelindeki çeşitli platformlarda daha aktif görevler üstlendiklerini kaydeden Çakır, “MTSO Yönetim Kurulu Başkanı olarak İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu’na seçildik. İKV, Türkiye’nin başta Avrupa Birliği olmak üzere küresel ekonomik vizyon ve politikalarının oluşmasında önemli rol oynayan çok önemli bir oluşum. Yine Türkiye – Arap Ticaret Odaları Yönetimine seçildik. Bu arada TOBB’da çok fazla görevler aldık. Örneğin Yönetim Kurulumuzdan Murat Aktoğ lojistik sektörüne yön veren TIR Komitesi’ne seçildi. Sigortadan basına birçok sektörel mecliste Meclis Üyelerimiz görev aldı” dedi. Yurtdışından Mersin’e yoğun talep olduğuna işaret eden Çakır, Afrika’dan Avrupa’ya, Asya’dan Amerika kıtasına kadar birçok ülkeden büyükelçi ve ataşe ağırladıklarını söyledi. Büyükelçi ve ataşelerden oluşan yaklaşık 30 kişilik Avrupa Delegasyonunu Mersin’de ağırladıklarını kaydeden Çakır, dış ticaret sorunlarını ve vize sorunlarını konuştuklarını, AB Yeşil Mutabakatı ile ilgili hazırlık çalışmalarına başlandığını söyledi. Fransa ile vize anlaşmasını yenilediklerine değinerek böylece vize verilmesini biraz daha kolaylaştırdıklarını söyledi.

“DIŞ TİCARET ELEMANI YETİŞTİRMEK İÇİN İŞBİRLİĞİ YAPTIK”

Akdeniz İhracatçı Birlikleriyle birlikte dış ticaret elemanı yetiştirilmesine yönelik işbirliğine gittiklerini, kentteki dört üniversiteyi bir araya getirip eğitimleri bu üniversiteler üzerinden verdirdiklerini aktaran Çakır, önümüzdeki süreçte de üniversitelerle işbirliğinin devam edeceğini dile getirdi.  Mersin’in ören yerlerinin filmlerini çekip tanıtım amacıyla sosyal medyada yayınladıklarını, sanat galerisinin uzun bir aranın ardından yeniden açıldığını, Mersin Müzik Festivali başta olmak üzere İçel Sanat Kulübü, AKOB, Devlet Opera ve Bale gibi kurumlar üzerinden sanata destekleri sürdürdüklerini belirten Çakır, ardından komitelerin yürüttüğü Perakende Zirvesi, Kentsel Dönüşüm gibi çalışmaları özetledi. Tarım ve Lojistik gibi platformları yeniden hayata geçirdiklerini diğerlerinin de yakın zamanda hayata geçirileceğini bildiren Çakır, narenciye çalıştayı düzenlediklerini, Mersin Agropark’ı açtıklarını ve tahsislere başladıklarını aktardı. Ekonomiyle ilgili toplantılar düzenlediklerini, Üretmezsek Tükeniriz tarım konferansına devam ettiklerini hatırlattı.

“YILDIZLAR SANAYİDE PROJESİ YENİDEN BAŞLIYOR”

İŞKUR ile kurulan temas sonrası 50 bin işsiz olduğunu öğrenince bu kişilerin işe yerleştirilmesi adına çalışma başlattıklarını ifade eden Çakır, Mersin Yapı Müteahhitleri Derneği işbirliğinde sertifikalı ve iş garantili kalıpçı ustası eğitimine başladıklarını anlattı. Oda bünyesinde hizmet veren Atölye 1886 çatısı altında Türkiye’nin değişik yerlerindeki 18 meslek okulunun 150’den fazla öğretmenine robot kollarla, yazılımla ilgili eğitimler verdiklerini kaydeden Çakır, önümüzdeki günlerde de Yıldızlar Sanayide isimli OSB işbirliğindeki projeyi yeniden hayata geçireceklerini bildirdi. 11-13 yaş arası 50 çocuğu OSB’deki meslek okulunda hocalar eşliğinde mesleki eğitime yönlendireceklerini kaydeden Çakır, “Kimi pense kullanmayı öğrenecek kimi metal kesmeyi, kimi marangozluğu kimi de çikolata yapmayı. Artık her çocuk kendi tamirini kendisi yapmayı öğrenmeli. Ardından da birer alet çantası hediye ederek evlerine göndereceğiz” dedi.

“MERSİN’İN DİJİTAL KAPASİTESİNİ ÖLÇÜYORUZ”

Biraz da projelere değinmek istediğini bildiren Çakır, “Son aldığımız proje Mersin’in dijital kapasitesini ölçtüğümüz bir proje. Mersin sanayide kaç sıfırda onu belirleyeceğiz. Türkiye’de ilk olacak bir proje. Mersin’in sanayideki yeterlilik durumunu tespit edeceğiz” dedi.  Geleceğin işlerine yönelik teknoloji tabanlı bir eğitim merkezi kurulacağını açıklayan Çakır, burada yeni mesleklerle ilgili eğitim verileceğini anlattı. Önceliğin kadınlara verileceğini belirterek, cobot operatör eğitimi ve ihracat eğitimi, kodlama eğitimi gibi eğitimler verileceğini açıkladı.  İklim değişikliğine uyum adına ‘Bitkilerin Sesine Kulak Verin İklim Değişimine Uyum Sağlayın’ Projesine başladıklarını da aktaran Çakır, bu projeyle de yeni iklim koşullarına uyum sağlayacak ürün desenleri üzerinde çalışıldığını söyledi. Çakır, İtalya, İspanya, Litvanya gibi AB ülkeleriyle Yeşil Gelecek için Liman Şehirleri projesi üzerinde çalıştıklarını, deniz ekonomisinden daha çok yararlanabilmek adına Akdeniz’in denizle ilgili fizibilitesine yoğunlaştıklarını, denizlerin temizlenmesine yönelik çalışmalar yürüttüklerini, tüm ilçelerin karbon salınımının azaltılmasına yönelik projelerin devam ettiğini ve bunların tümünün ilgili kurumlarla gerçekleştirildiğini söyledi.

“MERSİN’E DÖN PROJESİ’Nİ BAŞLATACAĞIZ”

Bundan sonrasında da kurum ve kuruluşlarla birlikteliği aralıksız sürdüreceklerini vurgulayan Çakır, önceliği kentin daha çok AB Projesinden yararlanmasına vereceklerini ve bu konuda eğitimler düzenlemek istediklerini söyledi. Akdeniz Odaları Birliği (ASCAME) ile işbirliğini canlandıracaklarını dile getiren Çakır, “Ayrıca OSB’lere yönelik çalışmalar yapacağız. OSB arazileri çok kıymetli. Buraların tahsisinde katmadeğerli ürün üreten çevreci firmalara öncelik verilmesini sağlayalım istiyoruz. İklim değişikliğine uyumlu ürün deseni konusunda üreticileri bilgilendirme çalışmaları düşünüyoruz. Yurtdışında ya da şehir dışında olan gençlerimizi yeniden kentimize çekmek adına Mersin’e Dön Projemiz olacak. Coğrafi işaretli ürünlerin üretiminde bir standart çalışması yürütüp daha çok ihraç edilmesini hedefliyoruz. Turizmle ilgili paydaşlarla sık sık görüşüyoruz. Daha butik, inanç, sağlık, gastronomi turizmi gibi farklı alanlarda ilerlemeyi düşünüyoruz. Kapasite raporu alan sanayicilerimizin teknoloji seviyelerini ölçtük ve bunun yükseltilmesine yönelik çalışmalar düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

“BALIK ÇİFTLİKLERİ İSTEMİYORUZ”

Balık çiftlikleri konusuna da değinen Çakır, “Mersin’de öncelikle hep konuşulan biz bir yıldır da tüm derneklerle tüm kurumlarla bir araya gelip görüşüyoruz bir lobimiz olmalı. İsteyen herkes elini kolunu sallayarak yatırım yapmamalı. Çevreye zarar veren, kent ekonomisine faydası olmayan, katma değerli üretimi olmayan her şeye karşı gelmemiz lazım. Kent olarak karşı gelmeliyiz çünkü Mersin çok özel. Geleceği çok parlak. Bu inciyi korumamız lazım. Türkiye’nin 8 bin 330 km sahil şeridi var. Bu kadar yer bitiyor Mersin’in en güzel alanı Tisan Dana Adası’na Aydıncık Soğuksu’ya en temiz yerlerimize balık çiftliği yapıyorsunuz. Turizmde geleceği olacak bir alana balık çiftliği yapmanın doğru olmadığını düşünüyoruz. İmar planlarına işlemiş, ÇED raporlarını geçmiş. Bunların yer seçiminin bilen kurumlarla birlikte yapılması lazım. Akademisyenlerle çalışılması lazım. Dünyada da bu yatırımlar var. Doğru yönetilir, yoğunluğu doğru verilirse kontrolü daha rahat yapılabilir. Bilim kurulunun alanını belirlemesi lazım. Sahil uzaklığı, rüzgar yönleri, akıntı yönleri saptanarak yapılırsa, verilen doğru yemler saptanırsa, diğer sektörlerle çatışmazsa kontrol edilebilir. Biz bunun koordinasyonunu sağlamaya hazırız dedik. Üniversitelerimizle bakanlıklarla. Ama son çare. Biz yapılmasını istemiyoruz. Nüfus artıyor, üretime de ihtiyaç var ama doğru alana doğru kontrollerle yapılması lazım” ifadelerini kullandı.

“MERSİN’İN GELECEĞİ PARLAK”

Yapım çalışmaları süren hızlı tren projesi hakkında da değerlendirmelerde bulunan MTSO Başkanı Çakır, “Adana – Mersin arası taşıma durdu. Hızlı tren yatırımı nedeniyle bazı kamulaştırmalar oldu. TCDD müdürüyle görüştüğümüzde buradaki kişilerin yerleri belki alınmaz belki cüzi alanlar alınabilir dedi. Alt ve üst geçitlere ihtiyaç olacağı için kamulaştırıldığı söyleniyor. Hiçbir zaman kimsenin işini engellemeyecek kamulaştırma olmayacağı söylendi. Günlük 10 bin kişi seyahat ediyordu bu hatta. Tren durunca sorun başladı. Komitelerimiz devreye girdi. Adana ve Mersin ortak çalışarak minibüs hatları organize edildi. Mersin – Adana – Antep her tarafta hızlı trenle ilgili çalışma var. Bu olunca Marmara’ya alternatif bir çıkış noktası olacak. Lojistiği hızlı trenle çözünce Orta Anadolu ve Doğu Akdeniz sanayisinin Mersin üstü Ulukışla tarafı Niğde, Kayseri, Konya’ya yayılacağı konuşuluyor. Çıkış noktası Mersin olacak. 2. Konteyner Limanının da artık burada olacağı konuşuluyor. D-400 ile ilgili çalışımalar olacak. Ekonomik olarak zor zamanlardan geçiriyoruz. Bunu geçirmemiz gerekiyor. KOBİ’lerimizin desteklenmesi tarımın desteklenmesi lazım. Bazı kritik noktaların desteklenmesini sağlamalıyız. İşbirliği içinde olmalıyız. Birbirimizle kavga edecek vakit değil. İşimize sahip olmalıyız. Tünelde çok güzel görünen bir ışık var bunu görmemiz lazım. Mersin’in geleceği de çok parlak” şeklinde konuştu.

“MERSİN, BARCELONA GİBİ BİR ŞEHİR OLABİLİR”

Mersin’in geleceğini düşününce Mersin’in Barcelona gibi bir şehir olabileceğini ifade eden Çakır, “Bugün Barcelona turist almak istemiyor. Mersin’in her toprağı çok kıymetli. Öncelikle böyle bir hareket geldiğinde uluslararası firmalar buraya geldiği zaman büyük gelinecek. Hızlı göç alınacak. Nasıl Dubai’ye büyük uluslararası firma geliyorsa burada da konuşlanmak isteyecekler. Havaalanı olacak limanı olacak, Doğu Akdeniz’in en kritik yerlerinden olacak Mersin. O zaman Mersin daha cazip hale gelecek. Arkadaşlarımın çocukları Ankara’da İzmir’de çalışmak istiyor. Ben söylüyorum çok uzun değil şehir dışındakiler de yurtdışındakiler de Mersin’e gelmek isteyecek. Bizim bugünden altyapıyı hazırlamamız lazım. Yaşanabilecek senaryoları bugünden çalışmamız lazım. İkincisi şirketlerimizi buna hazırlamalıyız. Küçük olsun benim olsun değil. Güzel bir şehirde yaşıyoruz. Bu şehrin güzelliklerini önce bizim insanımız yaşamalı. Alanya’da Ruslar çok fazla. Bizim arazilerimize sahip çıkmamız ve üretmemiz lazım. Daha çok imalat sanayi gelişmeli, tarım ürünü üretimi artmalı. Tarım ürünlerimizi üretici toplamıyor. Düşen ürünleri toplayıp poşete koymalarını sağlamak lazım. Aksi halde sinekler çoğalıyor. Tarım Bakanlığımızla Valilikle, Büyükşehirle bizler de destek verip ilaç tedarik ederek ilaçlamalar yapılıyor. Bu gelecek yılın meyvesi için de önemli. Tüm üretici kendi bahçesinin önünü temizlemeli” dedi.

“ÜRETİCİLERİ KÜSTÜRMEMEMİZ LAZIM”

Limondaki fahiş fiyatlara değinen Çakır, “Yaşadıklarımızı tekrar yaşıyoruz. Daha önce soğan patates fiyatı yüksekti gülüyorduk. Bu ürünlerin bir üretim zamanı var. 12 ay tüketimi için yıllardır depolanıyor bu ürünler. Limon bu yıl çok az depolandı. Hatalı planlama nedeniyle çok üretim oldu. 2-3 liradan ürün satılmadı. Stratejik ürün olarak gösterilip pandemide ihracat kapılarını kapattıkları dönem oldu. Şu anda o ülkeler hadi limon al dediğimizde almadı. Zor zamanda pandemide kimden ürün aldılarsa onlardan aldılar. Kurların düşük kalması üreticiye zarar verdi. Depolar boş. O limanların alınıp depolanması gerekiyordu. İklimin de etkisiyle ürün çok dayanmaz oldu. Zarar edip dayandıran üretici şu anda satabiliyor. Ağustos’un 15’ine kadar yeni ürünümüz yok. Denetleyerek ceza yazarak limon fiyatını düşüremezsiniz. Doğru planlayarak yapabilirsiniz. Soğuk havaya ne kadar ürün gideceğini tespit edebilmeliyiz. Bu diğer tarım ürünleri için de geçerli. Bizim üreticileri küstürmememiz lazım. Ayaklarından çizmeleri çıkartmamamız lazım. Çıkarsa tekrar üretecek adam bulamayız. Üretime her zaman destek vermemiz lazım” diye konuştu.

Düzenlenen toplantı için teşekkür eden Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Rüstem Kapa Tepe ise, “Mersin ekonomisi 1886’dan bu yana hizmet veren Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ile gelişiyor. Biz de Mersinli gazeteciler olarak tüm çalışmaları yakından takip ediyoruz. Odamızla Cemiyetimiz ortak çalışmalar yürüterek yeni projeler geliştirilmesi üzerinde çalışıyoruz” dedi.

İŞKUR ziyaretlerinde 50 bin işsiz olduğunu öğrendiklerini ifade eden Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Hakan Sefa Çakır, “İŞKUR’la bir araya gelerek kalıpçı ustası yetiştirmek amacıyla bir proje geliştirdik. İşi bilmeyenlere işi öğretip onlara iş garantili eğitim vereceğiz. Ticaret ve Sanayi Odamız’da belgelendirmesini yapacak. Bu çalışmaya başladık. Bu bir pilot çalışma. Eğer bu çalışmadaki sonucumuz iyi olursa bu 50 bin kişiye teker teker müdahale ederek dışarı taraftan iş bekleyen, işçi bekleyen teknisyen bekleyen, tekniker bekleyen ekibe de destek vermeyi sağlayacağız” dedi.

DEVAMINI OKU
reklam

YORUM YAP

reklam

SON DAKİKA