DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN
reklam

Eğitim Sen’den ‘Giyim Kodu’ protestosu!

Mersin’de eğitimciler, Milli Eğitim Bakanlığının (MEB), kadın öğretmenlere “giyinmeyi öğretmek” için iktidara yakın Enstitü Sosyal ile birlikte vereceği “Etkili Öğretmenlik için Dış Görünüm ve Giyim Kodları” derslerine tepki gösterdi. MEB’in kadın öğretmenlere giyim dersini protesto eden Eğitim Sen üyesi kadınlar, “Cinsiyetçi eğitim politikalarınızı kabul etmiyoruz” dedi.

Yayınlanma Tarihi : Google News

İlçe milli eğitim müdürlüklerinin Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve AKP Eskişehir Milletvekili Ayşen Gürcan’ın yönetiminde olduğu “Enstitü Sosyal” ile protokol imzaladığı ve protokol kapsamında kadın öğretmenlere “Etkili Öğretmenlik için Dış Görünüm ve Giyim Kodları” dersi verileceği ortaya çıktı. Eğitim Sen söz konusu dersi birçok kentte yaptığı açıklamalarla protesto etti. Mersin’de de Eğitim-Sen Şubesi Kadın Meclisi, kadın eğitim çalışanlarına nasıl giyinmeleri gerektiğine yönelik eğitim vermek isteyenlere karşı “Bedenimiz bizimdir! Cinsiyetçi eğitim politikalarınızı kabul etmiyoruz!” diyerek eylem yaptı. Eylemde bir basın açıklaması yapıldı. Burada konuşan Eğitim-Sen Mersin Şubesi Kadın Sekreteri Nermin Karasu, “Bedenimiz bizimdir, cinsiyetçi eğitim politikalarınızı kabul etmiyoruz. İktidarın kadınları ve toplumu cinsiyetçi, gerici politikalarına göre yeniden dizayn etme uygulamaları hız kesmeden sürüyor. “Enstitü Sosyal” adında AKP Eskişehir Milletvekili Ayşen Gürcan’ın da yönetiminde olduğu, iktidara yakın bir vakıf tarafından  “Etkili Öğretmenlik için Dış Görünüm ve Giyim Kodları” adı altında sadece kadın eğitim emekçilerine “ders” verilmesi planlanarak, katılmak isteyen kadın eğitim emekçilerinden bir form doldurmaları istenmiştir” ifadelerini kullandı.

“KIYAFETE DOKUNMA KODLARIMLA OYNAMA”

Eğitim sisteminin siyasi iktidarın kendi ideolojik bakış açısına ve yaşam tarzına uygun nesiller yetiştirme hedefi doğrultusunda Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, dini vakıf ve cemaatler aracılığıyla örgütlenmeye çalışıldığı bir alana dönüştürüldüğünü iddia eden Karasu, “Cinsiyetçi ve gerici kodlarla hazırlanan gizli ve resmi müfredat, karma eğitime yönelik  artan müdahaleler ile laik eğitimi yok etmeye çalışıyorla. Eğitim emekçilerine önlük dayatması, eğitim emekçilerine kıyafetleri gerekçe gösterilerek verilen cezalar, şimdi ise kılık kıyafet “dersi” verilmek istenmesi, eğitim sistemini dönüştürerek toplumu dizayn etme hedefinin devamı niteliğindedir. Bunun ilk adımı ise kendi gerici, cinsiyetçi, siyasal ideolojik hedefi doğrultusunda öğretmenleri itibarsızlaştırmak “biat eden kendi öğretmenini” yaratma politikasıdır.  Örneklerini daha önce de defalarca kez yaşadığımız kadın eğitim emekçilerini disiplin soruşturmaları ve cezalarla yıldırmayı ve bu şekilde baskı altına almayı amaçlayan cinsiyetçi kılık kıyafet dayatmaları ve uygulamaları iktidarın eril zihniyetinin bir tezahürü, kadınların haklarına, yaşamlarına, bedenlerine ve kimliklerine yönelik saldırı politikalarının ürünüdür. Siyasi iktidar kadınların nasıl yaşayacaklarına, ne giyip ne giymeyeceklerine müdahale ederek “makbul kadın” yaratma politikasını sürdürmektedir” şeklinde konuştu.

“KADINA ŞİDDET POLİTİKTİR”

İtaat etmeyeceklerini ve makul kadın olmayacaklarının altını çizen Karasu, “Ülkemiz özelinde kapitalizm, aterki ve iktidarın gerici ideolojisinin birlikte işleyişi ile kadınların bedenine, kimliğine, emeğine yönelik saldırılar artmaktadır. Kadınların kaç çocuk doğuracağından, nasıl giyineceğine, sokakta özgürce dolaşmasından, çalışmasına, sosyal medya kullanımından, kahkahasına kadar her şey AKP’nin temsil ettiği ideoloji tarafından şekillendirilmeye çalışılmaktadır. İktidarın uzun süredir güvencesizlik, işsizlik, şiddet ve yoksulluk kıskacında kadınların yaşamını daha fazla denetim altına alma çabası, sosyal, siyasal, toplumsal ve ekonomik pek çok hakkı kullanılamaz hale getirmiştir. Biliyoruz ki siyasi iktidarın toplumu dizayn etme, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini derinleştirmeye dönük tüm bu politikaları, vakıf, cemaat ve tarikatlarla yaptığı protokoller kadınlar için daha fazla şiddet, taciz, mobbing ve katliam anlamına gelmektedir. Ancak bilinmelidir ki kadın eğitim emekçilerinin bedenlerine, haklarına, yaşamlarına yönelik tüm bu saldırılara karşı, ellerini kadınların bedenine, kıyafetine uzatanların cüretini kadınlar alaşağı edecektir. Kadın eğitim emekçilerinin nasıl giyinmeleri gerektiğine yönelik “eğitim” vermek kimsenin haddi de işi de değildir! Milli Eğitim Bakanlığı eğitim politikalarını cinsiyetçi ve gerici kodlarla yeniden şekillendirmek yerine, kadın eğitim emekçilerinin okullarda karşılaştıkları mobbinge, cinsiyet ayrımcılığına, şiddete ve yaşadıkları hak kayıplarına çözüm üretmelidir” diye konuştu.

“HAKLARIMIZDAN HAYATIMIZDAN VAZGEÇMİYORUZ”

“Kadınların haklarına dönük saldırılara, kadın düşmanı politika ve uygulamalara, bizlere dayatılan “makbul kadın” kalıplarına karşı biz kadınlar eril zihniyetin üzerimizde kurmak istediği sistematik tahakkümü kırmanın tek yolunun sürekli ve örgütlü kadın mücadelesini yükseltmekten geçmekte olduğunu biliyoruz” diye konuşan Karasu, “Ataerkil kapitalist sistemin yarattığı eşitsizlik, ayrımcılık ve sömürünün derinleşerek yaygınlaşması yanında ülkemizde ve dünyanın dört bir yanında kadınlar emekleri, bedenleri ve kimlikleri üzerindeki tahakkümü kırmak için yürüttükleri kararlı mücadele ile iktidarlara geri adım attırmayı başarmakta ve geleceğe dair umudu büyütmeye devam etmektedir. Eğitim Senli kadınlar olarak emeğimize, bedenimize ve haklarımıza dönük her türlü saldırıya sokaklardan, meydanlardan, iş yerlerimizden mücadeleyi ve kadın örgütlülüğünü büyüterek cevap vermeye devam edeceğiz. Kadınları erkeğe, aileye, sermayeye, devlete daha da bağımlı hale getirmek için hayata geçirilen kadın düşmanı politikalara karşı, her fırsattaki söylemleri, fetvaları ve uygulamalarıyla ne giyeceğimizin, ne söyleyeceğimizin, nasıl yaşayacağımızın, sınırlarını çizmeye kalkanlara karşı, emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz ve yaşamlarımız üzerindeki binlerce yıllık sömürü düzenine karşı isyanımızı büyütüyor ve direnişi örgütlüyoruz.  Buradan bir kez daha ifade ediyoruz; makbul Kadın tanımınıza da kalıplarınıza da sığmayacağız! Bedenlerimize, yaşamlarımıza, haklarımıza dönük saldırılara karşı mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Cinsiyetçi, tekçi, heteroseksist, gerici ve militarist politikalara karşı, kadın dayanışmasından aldığımız güçle haklarımızı ve hayatlarımızı savunmaya devam edeceğiz. Cinsiyetçi eğitim politikalarına ve uygulamalarına karşı cinsiyet eşitliği ve özgürlüğünün esas alındığı bir eğitim hakkı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Eşit ve özgür olduğumuz, sömürünün baskının ortadan kaldırıldığı bir gelecek için mücadelemizi sürdürme kararlılığımızdan vazgeçmeyeceğiz. Eşit ve özgür bir yaşamı örgütlü mücadelemizle inşa edeceğiz.  Hakkımız olanı evde, işte, sokakta, kısacası yaşamın her alanında mücadeleyi büyüterek kazanacağız. Eşit özgür bir yaşam istiyoruz. Emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz bizimdir. Makbul kadın olmayacağız, kalıplarınıza sığmayacağız. Yaşasın kadın dayanışması. Kadınlar artık susmayacaklar, susmayacaklar, susmayacaklar. Kadınlar sokağa eyleme mücadeleye… Bağır herkes duysun erkek şiddeti son bulsun. Kadınlar artık durmayacaklar susmayacaklar korkmayacaklar” dedi.

 

reklam