“İşveren yaşlısın diyor, kapının önüne koyuyor, devlet gençsin diyor emekli etmiyor.” Türkiye’de 23 dernek ve 52 ilde temsilcilikleri bulunan 5 milyona yakın EYT’li yaşadıkları mağduriyete çözüm istiyor.
Elvan KONUK
Mersin Emeklilikte Yaşa Takılanlar Derneği Başkan Yardımcısı ve EYT Federasyonu Denetim Kurulu Üyesi Niyazi Korkmaz, EYT’lilerin büyük bir mağduriyet yaşadığını ve seslerini duyurmak için mücadelelerini sürdürdüklerini söyledi.
Kazanılmış haklarını istediklerini vurgulayan Mersin EYT Dernek Üyesi Ali Karkın ise “Biz devletimizden sadece kazanılmış haklarımızı istiyoruz. Devletimizle herhangi bir sıkıntımız yok. Biz ödediğimiz primlerin karşılığını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
1999 yılında çıkarılan 4447 sayılı yasa ile birlikte prim günleri dolan ancak yaşları nedeniyle emekli olamayan milyonlarca EYT’li seslerini duyurmaya çalışıyor. Mersin Emeklilikte Yaşa Takılanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (EYTSYDD) Başkan Yardımcısı ve EYT Federasyonu Denetim Kurulu Üyesi Niyazi Korkmaz, 23 yıldır yaşanılan mağduriyete dikkat çekti. Mağduriyetlerin nedeninin 4447 sayılı yasanın Türkiye’de ilk defa yürürlüğe girdiği tarihten geriye doğru işleyen bir yasa olmasından kaynaklandığını dile getiren Korkmaz, yasanın kademeli emeklilik maddesi hariç diğer maddelere karşı olmadıklarını söyledi.
“ELİMİZDEN ALINAN HAKKIMIZI İSTİYORUZ”
EYT’lilerin 6 bin, 7 bin, 8 bin ve hatta 9 bin üzerinde primlerini doldurmuş kişiler olduğunu ve devlete doldurması gereken prim gün sayısı üzerinde ödeme yapan kişilerden oluştuğunu ifade eden Korkmaz, “Bizler bu ülkenin Öz vatandaşı olarak sadaka istemiyoruz. Elimizden alınan hakkımızı istiyoruz. Yıllarca nasıl kesintisiz ve tam olarak boğazımızdan, çoluk çocuğumuzun nafakasından kesilen primlerimiz ödemiş insanlar olarak ilk işe girdiğimiz şartlarla emekli olmak istiyoruz” dedi.
“YAŞLARI NEDENİYLE İŞ BULAMIYORLAR”
Kanunun getirdiği mağduriyetleri sıralayan Korkmaz, EYT’lilerin emekli olamadığı gibi aynı zamanda iş bulamadığını vurguladı. “İşveren yaşlısın diyor kapının önüne koyuyor, devlet gençsin diyor emekli etmiyor” ifadesini kullanan Korkmaz, şunları söyledi: “Bu kanunun bizlere ne gibi mağduriyetler getirdiğini şöyle izah edebiliriz. Özel sektör çalışanlarını yaşları sebebiyle işverenler kapının önüne koymaktadır. Emek harcayan işlerde çalışan arkadaşlarımız maalesef doğanın gücüne yenik düşerek belli bir yıl sonra güçlerini kaybedip hantallaşmaya başladığından, işverenler haklı olarak daha genç ve dinamik bir eleman çalıştırma isteği ile genelde 40 yaş ve üzeri çalışanları işten çıkarmaktadırlar. İşten çıkarılan arkadaşlarımız tazminatları ile belli bir süre geçimlerini sağladıktan sonra o paranın da bitmesi üzerine günü birlik işlerde bulabilirlerse çalışmak zorunda kalmaktadırlar. Sigortalı bir iş bulma imkanları olmadığı gibi has bel kader bulurlarsa da kayıt dışı yani SGK’ sız çalışmak zorundalar.”
“ÇALIŞTIKÇA BAĞLANACAK EMEKLİ MAAŞI DÜŞMEKTE OLAN TEK ÜLKEYİZ”
2008 yılında çıkarılan 5510 sayılı yasa ile Aylık Bağlama Oranları(ABO)’nın değiştirildiğini söyleyen korkmaz, iş bulmanın zorluğuna dikkat çekerek bu yasanın vatandaşı gelecek zamanlarda düşük maaş ömür boyu çalışmaya sevk edeceğini söyledi. Bu durumun ek bir mağduriyet doğurduğunu ifade eden Korkmaz, “Çocuklarımıza gelecekte iş imkanlarının kapısını kapatacak bir yasanın onaylanması toplumsal sorun olan yaş mağduriyetine ek maaş mağduriyetini ortaya çıkarmıştır. 5510 sayılı düzenleme ile Aylık Bağlama Oranlarının, 1999 yılı ve öncesi, 2000 -2008 yılı arası ve 2008 yılı sonrası olarak hesaplama şeklini üç ayrı ortalamaya tabi tutarak, ortalama yüzde 70 olan oranların yüzde 28’lere düşmesine sebep oluşuyla bugün bağlanacak maaşlar 700 ila -1000 TL arasındadır. Asgari ücret ve biraz üzerinde maaş alarak, çalışma hayatıyla ikinci tura dönmüş olanların prim gün sayılarının fazlalığı ile adeta cezalandırıldığı hesaplama yöntemiyle çalıştıkça bağlanacak emekli maaşı düşmekte olan tek ülkeyiz” diye konuştu.
“MAĞDURİYET AİLELERİ DE ETKİLİYOR”
Milyonlarca EYT’linin yaşadığı mağduriyeti aileleriyle birlikte ortalama 20 milyon kişiyi etkilediğini söyleyen Korkmaz, erken emeklilik değil geciktirilmiş emeklilik haklarını istediklerinin altını çizdi.
Korkmaz, 4447 ve 5510 sayılı yasaların yarattığı sıkıntıları ise şu cümlelerle ifade etti: “Özel sektörde çalışanları maalesef işverenler yaşlandın artık diyor kapının önüne koyuyor, devletimiz ise daha gençsin diye emekli etmiyor. Bu durumda işsiz kalan Vatandaşlar GSS Primi ödeme zorunluluğunda kalmaktadır. Yine bu durumda olan vatandaşlarımız çalıştıkça maaşının düşmemesi için kayıt dışı çalışmak zorunda kalmaktadırlar. Maddi sıkıntılardan dolayı çocuklarını üniversiteye gönderememektedirler. Sosyal, ekonomik ve psikolojik sorunlardan dolayı aileler parçalanmaktadır.”
TALEPLER
“Bizler 8 Eylül 1999 öncesi işe başlarken prim gün sayımızı doldurmak şartı ile 20-25 yıl sonra emeklilik hayalleriyle çalıştık. Bizim bu hayallerimizi yıkan, oynanan maçın tam yarısındayken hatta sonuna yaklaşmışken kuralı değişen ve bu yeni kuralı eski oyunculara uygulamaları oldu. Hem yaş hem maaş mağduru 4447 ve 5510 sayılı yasalar sonucu hakları gasp edilenler olarak haklarımızın yeni bir mağduriyet yaratmadan herkesi kapsayacak şekilde haklarımızın iade edilmesini istiyoruz. Adeta cezalandırılarak çalıştıkça maaşları düşen emeklilik sisteminden biran evvel, çalıştıkça prim ödedikçe emekli olduğunda yüksek maaş alınacak bir sisteme geçilmesini talep etmekteyiz. Aksi halde emeklilik ümidi olmayanlara, özellikle gençlerimizin kayıt dışı çalışmayı tercih etmeleri durumunda, devletin gelir kaynağının kesilmesi ya da az gelir elde etmesi ileride emekli olacakların maaşlarının ödenmesinde sıkıntılar yaşanacaktır.”